rent a car antalya ile araç kiralyarak fethiye ye gitmek

antalya fethiye kaç km 2 sa. 43 dk. (196,4 km)
Fethiye ile Antalya arasındaki mesafe
Fethiye ile Antalya arasındaki mesafe karayoluyla 194 kilometre. Yol yaklaşık olarak 2 saat ve 23 dakika zaman alır ve Yayla Patlangıç, Korucak, Esenköy, Zorlar, Kıncılar, Sarıyer ve Kınık üzerinden geçer.
Fethiye, Antalya'ın 144 km batısında yer almaktadır.

Fethiye'ın coğrafi koordinatları var: enlem 36.62175, boylam 29.11632.

Antalya'ın coğrafi koordinatları var: enlem 36.90088, boylam 30.69371.
Fethiye ile Antalya arası yolculukta geçen süre de merak edilmiştir. Fethiye'den Antalya'ya özel araçla D330 ve Antalya Denizli Yolu/D330/E87 üzerinden gidildiğinde, ortalama süre 2 saat 42 dakika olacaktır.

Bir diğer alternatif olan otobüs yolculuğunda ise bu süre 3 saat 33 dakikadır.
Fethiye, Muğla ilinin 13 ilçesinden birisi ve ilçenin yönetim merkezi olan şehir. Kentin eski adı Meğri'dir. Bu adın, Rumların "uzak diyar" anlamına gelen Makri adlandırmasından türediği düşünülmektedir. Özellikle turizm açısından gelişmiştir. 2014 yılındaki nüfusu
Fethiye, Muğla ilinin 13 ilçesinden birisi ve ilçenin yönetim merkezi olan şehir.
Antalya Fethiye transfer ile Fethiye de istediğiniz yere ulaşmanın en iyi yoludur. Size özel bir lüks bir araçla yolun tadını çıkartıp , arkanıza yaslanıp manzarayı izlersiniz… Özel eğitim görmüş belgeli şoförümüzle yola devam edersiniz.. Hiç yorgunluk çekmeden Fethiye de gezmenin rahatlığını çekersiniz..
Kentin eski adı Meğri'dir. Bu adın, Rumların "uzak diyar" anlamına gelen Makri adlandırmasından türediği düşünülmektedir
Özellikle turizm açısından gelişmiştir. 2014 yılındaki nüfusu 140.509'dur. Muğla'nın en büyük ilçesi ve Muğla merkez de dahil olmak üzere en büyük yüzölçümüne ve yerleşim alanına sahip ilçedir. Nüfus yoğunluğu açısından da Muğla merkez ve diğer ilçelerden büyüktür

Coğrafi konum
Fethiye, Akdeniz Bölgesi'nin batısında, Muğla iline bağlı bir ilçedir. Yüzölçümü 3.059 km²'dir. Muğla ili de dahil en geniş yüzölçümüne sahiptir. Doğu ve güneydoğusu Antalya ili, güneyi, güneybatısı ve batısı Akdeniz, kuzeybatısı Dalaman ilçesi, kuzeyi Denizli ve Burdur illeriyle çevrilidir. Antik Telmessos kentini de içinde saklayan Fethiye ilçesi, Fethiye Körfezi'nin doğusunda, Fethiye Ovası'nın güneybatısında yer alır. İzmir-Muğla üzerinden gelerek; Antalya'ya ulaşan kıyı yolu 1 km doğusundan geçer. Bu yolla, il merkezi Muğla'ya uzaklığı yaklaşık 130 km'dir.

Fethiye, pek çok önemli depremler geçirmiştir. 1856 yılında bir deprem olduğu bilinmektedir. Ancak, 1957 yılında, 24 Nisan günü saat 19.10'da 7,1 büyüklüğünde ve 25 Nisan günü saat 04,25'te 7,3 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiş ve 67 kişi ölmüş, 3200 adet binada hasar meydana gelmiştir.[4] Tekrar inşa edilen Fethiye'de şu an modern bir liman ve marina vardır. 14 Ocak 1969 yılında, Fethiye'de 6,2 şiddetinde meydana gelen depremde can kaybı olmamış, ancak yaralanmalar olmuştur ve evler ve işyerleri hasar görmüştür.[5] 10 Haziran 2012 tarihinde Ölüdeniz açıklarında 6,1 şiddetinde meydana gelen depremde can ve mal kaybı olmamış, ancak birçok ev ve işyeri hasar görmüştür

Piri Reis'in Fethiye Körfezi haritası.
Bugünkü Fethiye kenti yakınlarındaki Belen'de, M.Ö. 2000'lerde kurulduğu sanılan antik Telmessos kenti, Likya'nin Karya sınırında yer alıyordu. Uzun bir süre Likya'ya karşı bağımsızlığını koruduktan sonra, M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında Pers egemenliğine girdi. M.Ö. 5. yüzyılda Delos Birliği'ne, M.Ö. 362'de de Likya'ya katıldi. Ardından Likya'yı topraklarına katan Perslerin Karya Satrapı Mausolos'un eline geçti. M.Ö. 333'te Anadolu'yu Perslerin istilasından kurtaran İskender'in egemenliğini Selevkosların yönetimi izledi. M.Ö. 3. yüzyıl sonlarında Mısır'daki Lagos Hanedanı'na bağlandı. M.Ö.188'de Pergamon (Bergama) Krallığı'nın egemenliğine girdi. Pergamon Krallığı'nın M.Ö. 133'te yıkılmasından sonra kısa bir süre bağımsız kaldı ve Rodos'la işbirliği yaparak Pontus Kralı Mithradates'e karşı koydu. Daha sonra Roma ve Bizans yönetiminde yaşadı. 8. yüzyılda Anastasiuopolis, 9. yüzyıldan sonra da anılmaya başlandı. 1284'te Menteşeoğulları'nın yönetimi altına girdi, 1424'te Osmanlı topraklarına katıldı. Zamanla Meğri'ye dönüşen adı, 1914'te uçağı düşen ilk hava şehitlerinden Fethi Bey'in anısına Fethiye olarak değiştirildi. 19. yüzyıl sonlarında Aydın vilayetinin Menteşe Sancağı'na bağlı bir kaza merkezi olan Fethiye, 11 Mayıs 1919 ile 20 Haziran 1920 tarihleri arasında İtalyan işgali altında kaldı.

Seydikemer ilçesinin kurulması ile 2013 yılında nüfus azalmıştır.

.

Fethiye ilçesi sahilden bir görünüm.
Ölüdeniz gibi dünyada eşi bulunmayan bir kumsalı bulunan Fethiye, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Af Kule gibi dalış bakımından çok uygun yerlere sahiptir. Turizme açılmış birçok mağara mevcuttur. Doğal yapısı ile Yamaç paraşütü gibi alternatif sporlar yapılmaktadır. Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu gibi doğası bozulmamış çok özel bölgeler vardır. Günlük turlar ile 12 Adalar diye adlandırılan adalar ziyaret edilebilir. Ölüdeniz kumsalı 2006 yılında %82 oyla dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.

Likyalılara ait kayalara oyulmuş kral mezarları.
Ölüdeniz dışında Fethiye civarındaki birbirinden güzel kumsalları: Belcekız (Belceğiz), Çalış Kumsalı, İztuzu Kumsalı (Dalyan)

Bu kadar alternatifin yanında antik çağlardan kalmış kent kalıntıları ile kültür turizmine de açıktır. Fethiye çevresindeki antik kentlerin bazıları şöyledir: Telmessos, Kaunos, Kadyanda, Tlos, Pınara, Letoon, Sidyma ve Ksantos. Bunların dışında zengin eserleriyle Fethiye Müzesi de turizme hizmet etmektedir.

Şövalye Adası: Tarihte Meğri adası, Fethiye Adası isimleriyle de anılan Şövalye Adası; Fethiye körfezini kapatan ince uzun, lades kemiği şeklinde bir adadır ve limanı korunaklı bir yer haline getirir. Bölgeyi çevreleyen adalar zincirinde üzerinde yerleşim yeri bulunan tek adadır. Şövalye adasının batısında Kızılada, doğusunda Çalış Kumsalı, güneyinde Fethiye, kuzeyinde açık deniz vardır. Limanın tam göbeğinde olan yerleşiminden dolayı gün boyu güneş ışığını takip eder.

Fethiye de yapılan etkinlikler
Ölüdeniz mahallesindeki Babadağ'da yapılan yamaç paraşütünden bir görünüm
Likya yürüyüş yolunda doğa yürüyüşü (trekking)
Babadağ'da yamaç paraşütü
Atlı gezintiler
Araçlı gezintiler (kamyon ve jip gezileri)
Atv turları
Af Kule'de dalma
Çalış kumsalında yelkencilik
Su sporları: su kızağı (jet-ski), uçan yelken (parasailing), su kayağı (waterski), ayaklı tekne (catamaran), su muzu (banana), su simiti (ringo), rüzgâr kayağı (surf)
Kürekçilik
Dalaman Çayı'nda nehir salı (rafting)

(Fethiye gezilecek yerler)
Ülkemizin olduğu kadar dünyanın da sayılı tatil destinasyonlarından biri olan Fethiye; vadileri, koyları, adaları, plajları ve ekstrem sporlarıyla vazgeçilmez bir cennet… Şehrin karmaşasından bıkıp kendini doğanın ve denizin koynuna bırakmak isteyenler için Fethiye……

ÇALIŞ PLAJI
Bölgedeki en güzel plajlardan biri olan Çalış Plajı, kilometrelerce uzunluktaki geniş plajının yanı sıra otel, restoran ve hediyelik eşya dükkanlarıyla konuklarına sesleniyor.

Akşamları ılık ılık esen yaz esintilerine karşı yürümek isteyenler için muhteşem bir görsel şölen sunan Çalış Plajı, aileler için ideal bir tatil mekanı olarak da beğeni kazanıyor.

ÖLÜDENİZ
Likyalılarda ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ’da “Uzak Diyar” olarak tanınan, Anadolu’nun güneybatısındaki Teke Yarımadası’nda bulunan Türkiye’nin önemli doğal güzelliklerinden biri… Adıyla müstesna olan Ölüdeniz, tatilcilerin uğramadan geçmediği bir nokta. Tatilciler doğa harikası bu yerde buranın muhteşem güzelliğinde, su sporları yapıyor. Rüzgar sörfü ve kite sörf başta olmak üzere su kayağı, wakeboard gibi aktiviteler de ilgi geçiyor.

KELEBEKLER VADİSİ VE KABAK KOYU
Fethiye’nin olduğu kadar Türkiye’nin de doğal güzelliklerinden biri olan Kelebekler Vadisi, 350 metreye ulaşan sarp kayalıklarıyla çevirili. İsmini; barındırdığı 80'den fazla kelebek türünden ve özellikle Kaplan kelebeğinden alan vadi, muhteşem atmosferiyle konuklarına unutamayacakları anılar bırakıyor.

Tarihi Likya Yolu üzerinde bulunan Kabak Koyu ise Türkiye’nin ve dünyanın en güzel koylarından birisi. Türkiye’nin her bölgesinden ve her kesiminden insanı konuk eden Kabak Koyu, doğasıyla herkesi kendine hayran bırakıyor.

12 ADALAR TURUYLA EŞSİZ DOĞAL GÜZELLİKLERİ KEŞFET
Fethiye gelip de günlük teknelerle 12 Adalar turuna çıkmadan olmaz… Tatilcilerin bu tura mutlaka bir gün ayırmaları gerekiyor.

BABADAĞ'IN ETEKLERİNDE YAMAÇ PARAŞÜTÜ DENEYİMİ
Fethiye-Ölüdeniz'de gidip de yamaç paraşütü yapmadan dönülmez. Babadağ’ın eteklerine çıkıp Ölüdeniz’in muhteşem manzarasına karşı kuş gibi süzülmek kim istemez… Paraşüt konusunda hiç deneyimi olmayanlar bile profesyonel hocalar eşliğinde yamaç paraşütü heyecanını yaşayabiliyor. Konu paraşüt fiyatlarına geldiğinde ise biraz pahalı olabiliyor. Paraşütle atlarken fotoğraf çektirmek istediğinizde de fiyatlar bir tık daha yukarı çıkıyor. Ama bu muhteşem deneyimi ölümsüzleştirmek isteyeceksiniz.

CENNET VE KATRANCI KOYU
Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu'ndan sonraki önemli koylardan biri olan Cennet Koyu, diğer adıyla Balartı Koyu, muhteşem doğasıyla konuklarını kucaklıyor. Görkemli dağlarının kucakladığı vadi, aynı güzellikteki turkuaz rengi denizi ve beyaz kumsalıyla sanki cenneti temsil ediyor.

Katrancı Tabiat Parkı ise çam ve okaliptüs ağaçları ile kaplı ormanı, 2 ayrı koydan oluşan denize girme imkanı bulunan, yıllardır çadır ve karavancı müşterilerin tercih ettiği doğa ile iç içe bir tabiat parkıdır.

SAKLIKENT KANYONU
Fethiye’nin konuklarına sunduğu önemli yerlerden biri de Saklıkent Kanyonu. Doğanın insanlığa bahşettiği kanyon, günü birlik ziyaret için oldukça ideal bir rota. Fethiye’den arabayla bir saatlik uzaklıkta bulunan Saklıkent Milli Parkı herkesin ziyaret etmesi gereken eşsiz güzelliklerdendir.

RAFTİNG HEYECANI İÇİN DALAMAN ÇAYI
Adrenalin tutkunları için vazgeçilmez adres olan Dalaman Çayı, rafting tutkunların vazgeçilmez noktalarından biri…. 26 kilometrelik rafting parkuruyla Dalaman Çayı, adrenalin dolu saatler geçirmek isteyen arkadaş grupları için oldukça iddialı bir seçenek.

FETHİYE MERKEZ BALIK PAZARI
İstediğiniz restoranda istediğiniz balığı yeme imkanı sunan Fethiye Merkez Balık Pazarı, ortada yuvarlak balık tezgahı ve dört bir etrafındaki restoranlardan oluşmaktadır. Taze balıkları istediğiniz içecekle bütünleştirmenize imkan sağlayan mekan, mezeleriyle de tatilcilerin uğrak noktası…

ESKİ KENT 'PASPATUR'DA KAYBOLUN
Kadim medeniyetini günümüzde aslına uygun olarak restore edilmiş bir şekilde konuklarına sunan Paspatur, içerisinde hediyelik eşya dükkanları, kafeler, halıcılar, kilimciler, butikler ve kuyumcular bulunan çarşıyla konuklarını mistik bir yolculuğa çıkarıyor. İsmini yüzyıllardır ortasından akan Paspatur suyundan alan eski kent, efsaneye göre; suyunu içen herkesi tekrar Fethiye’ye getirirmiş.
FETHİYE TARİHİ
Fethiye toplumu Likya, Grek ve Oğuz Türkmenlerinin uygarlık mozaiklerini çağdaş uygarlık ile harmanlayarak öz benliği içinde renkli ve uyumlu bir sosyalite oluşturmuştur. Şamanizm, Bektaşilik ve İslamiyet etkileri halk arasında diğer inançlarla engin bir hoşgörü ortamını sağlamış, güzel bir doğada, zengin kaynakların, eşsiz güzelliklerin tüm insanlıkla paylaşıldığı hümanist bir toplum yapısı meydana gelmiştir.

Mitolojik dönemin “Güneş ve Işık kenti “, Roma imparatorluğu döneminin Meğrisi (Marki-“Uzak kenti”) 1934 sonrası modern genç Türkiye Cumhuriyetinin Fethiye’si olan ilçemiz; merkez ve çevresi ile son yıllarda tarım ve turizmde gösterdiği dinamizmle sosyal gelişimini hızla yükselten bir kent olmanın haklı gururu içindedir.
Ölüdeniz

Fethiye'den Ölüdeniz'e çamlar arasından giden yol 14 km. Yokuşlu inişli yolun sonunda birden müthiş bir mavi çıkıverir karşınıza. Burası Belcekız Koyu'dur. Koyun içinden uzanan kumsalı yürüdüğünüzde ise eşsiz Ölüdeniz'i görürsünüz. Ölüdeniz büyülü gibidir, kıpırtısız durur öylece. Dibinde tek bir yosun bile yoktur, beyaz bir kumla örtülüdür. Suyun ve dibinde kumun kırdığı ışık turkuaz bir renk verir. Ölüdeniz'e Çamların gölgesi düşer ve bu etkileyici turkuazı zenginleştirir. Belcekız adı da bir efsaneye dayanıyor. Eski çağlarda buralardan geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış. Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel mi güzel Belcekız'ı görür. Görür görmez de vurulur.

Kızın yüreğine de ateş düşer. Ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundadır. Gemi uzaklaşıp gider. Belcekız hep kıyıyı, sevgilisini kollar. Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde su almaya gelir. Böylece görüşür, sevişirler.

Bir gün gemi buralardan geçerken fırtına patlar. Genç, babasına burada korunaklı, havuz gibi bir koy olduğunu söyler. İhtiyar kurt ise oğlunun gönül macerasını bilmektedir. Oğlunun sevgilisini görmek uğruna gemiyi parçalamayı göze aldığını sanır.

Dalgalarla birlikte kavga da büyür baba oğul arasında. Gemi tam kayalıklara çarpacakken kaptan bir kürek darbesiyle oğlunu denize atar ve dümene yapışır ki durumu görür. Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmektedir. Oğlan orada ölür. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kendini kayalardan atıp ölür. İşte o gün bu gündür kızın öldüğü yere Belcekız, oğlanın öldüğü yere Ölüdeniz denir. Günün ilerleyişine göre rengi değişip duran deniz belki de bir oğlana bir kıza yanmaktadır.

Ölüdeniz'de 950 hektarlık alan Kıdrak Tabiat Parkı ilan edildi ve koruma altına alındı. Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsayan bu alan aynı zamanda SIT bölgesi ve özel çevre koruma alanı içinde kalıyor.

Ama mangal yakmak Mayıs - Ekim ayları arasında yasak. Şezlong ve şemsiye kiralamak mümkün. Otopark duş-WC hizmetleri ücretsiz.Otopark güvenlik kameraları ve görevliler ile denetim altına alınmış.

Ulaşım:
Beldeye kara, deniz, ve havayolu ile ulaşmak mümkündür. İstanbul, Ankara, İzmir gibi merkezlerden Fethiye ilçesine düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. Hava yolunu tercih ederseniz en yakın havalimanı 55 km uzaklıktaki Dalaman Havalimanıdır. Fethiye Ölüdeniz arası 14 km olup Fethiye'den beldeye düzenli ulaşım imkanları bulunmaktadır.
Göcek

Sayısız ve birbirinden güzel koy ve adanın bulunduğu Fethiye körfezinin Göcek bölümü yatlar ve mavi yolculuk teknelerinin en gözde yeridir. Yatlar için her türlü servisin verildiği dört marina var Göcek'te. Dünyanın ve Türkiye'nin "top sosyete" sinin buluşma noktasıdır Göcek koyları ve adaları. Birbirinden lüks tekneler çevrede boy gösterirler.

Göcek'te turizm hemen tümüyle marina çevresinde yaşanıyor dense yeridir. Lokantalar ve alışveriş mağazaları hep iskele çevresinde sıralanıyor.

Yeni yapılan dolgu sahil bandı, düne kadar var olan salaş görüntüyü ortadan kaldırdı. Yürüyüş yolu, oturma grupları ve çevre düzenlemesiyle Göcek'liler ve yerli-yabancı turistler denizle barışmış oldular.

Göcek'te kalabilir ve Türkiye'nin bu cennet köşesinde dolu dolu bir tatil geçirebilirsiniz.

yeni Yat Marina'sına ve Turizm Kompleksine dönüştü.

"Yat çekek" yeri de bulunan marina bünyesinde bir yelken okulu da açılacak. Marinanın hemen yanındaki alan ise plaj olarak düzenlendi.

Turizm Kompleksinde 24 üniteli "Marina Gerisi Tesisler" de bulunuyor. Bu tesisler arasında "Restaurantlar'' "Kafeler", "Hatıra eşya dükkanları", "Yat Marketler" yer alıyor.

İskeleden her gün çevre koy ve adalara günübirlik tekne turları yapılıyor. İster günübirlik tekne turlarından birine katılabilir, ister tekne kiralayabilirsiniz.
Çalış

Günbatımının en güzel izlendiği yer olarak tanımlanan Çalış, 4 km.lik kumsalı ile sıcak yaz akşamlarında serin esintisi ile "Caretta Caretta"ları ile, su sporlarına elverişli denizi ile çok sayıda nitelikli konaklama tesisi, restoranları, barları, alış veriş ve ulaşım olanakları ile ilçe turizminin en gözde yerlerinden biridir.

Sahil boyunca restoran, bar, otel bulunmaktadır. 3 km uzunluğunda bir yürüyüş parkuru sahil bandı izlemektedir. Burada ayni zamanda sörf basta olmak üzere birçok etkinlik de yapılmaktadır.

Ulaşım:

Fethiye merkezinden Fethiye - Çalış dolmuşlarıyla 10 dakikalık bir yolculuk ile ulaşmak mümkündür.
Tlos

Antik yazar Panyasis, Kragos hariç tamamı Xanthos vadisinde birer kent olan Tlos, Pınara, Xanthos ve Kragos’u bir nymphe olan Praxidike ile Tremile’nin çocukları olarak tanıtmaktadır. Tlos’un MÖ 14.yy.’da Hitit metinlerinde Lukka topraklarındaki Dlawa, daha sonraki dönemde Likçe yazıtlarda geçen Tlawa ile Grekçe metinlerdeki Tlos kenti ile aynı şehir olduğu ve kuruluşunun MÖ II. binlere kadar gittiği kabul edilmektedir. Kente yaklaşıldığında akropolün hakim görüntüsü ziyaretçileri hayli etkiler.

Dik yamaçlarla doğal açıdan korunaklı akropol tepesinin çevresi yer yer sur duvarları ile takviye edilerek tahkim edilmiştir. Akropolün kuzey-doğu yönündeki erken döneme ait sur duvarları ile kaya mezarları Likya kültürünün örneklerindendir. Daha çok doğu ve güney-doğu kesiminde izlenen sur duvarları ise Roma döneminde inşa edilmiş olup Bizans döneminde bir çok yapı ve hatta bazı lahit mezarların malzemesi kullanılarak onarılmıştır. En üstte devşirme taşlarla yapılmış olan Geç Dönem yapıları 19. yy.’da Osmanlı İmparatorluğunca görevlendirilmiş bir beyin yerleşimine ait duvarlardır.

Yukarıda bahsi geçen kalıntılar, akropol tepesinin geçirdiği kültür evrelerinin aynı anda dar bir mekanda sergilenmesi açısından ilgi çekicidir. Akropolün doğu yamacında özenle işlenmiş Roma Dönemi sur duvarlarına istinat oluşturan alanda sur duvarlarına paralel devam eden 12 oturma sırasına kadar krepislerin sayılabildiği bir stadyum bulunmaktadır. Stadyum karşısında izlenen yapı grupları Roma Dönemine ait olup bu gün fonksiyonları net olarak ifade edilememekle birlikte agora ve bölümlerine ait olmalıdır. Bu alanın güney kesiminde izlediğimiz kalıntılar gymnasion, palestra ve hamam yapılarına aittir. Sitin en doğusunda daha çok Tonozlu galeriler üzerine kurulu Roma Dönemine ait bir tiyatro bulunmaktadır. Tek diazomalı tiyatronun sahne binası kuzey kesimin üçüncü kata kadar ayakta kalabilmiştir. Kuzey paradokstaki Likçe yazıt blokları devşirme malzeme olarak, genişletme veya onarım gördüğü tarihte kullanılmış olmalıdır. Stadyumun güneyinde Xanthos vadisine hakim bir noktada Roma döneminde yapılmış üç katlı bir hamam yapısı bulunmaktadır.

Amintaş kaya mezarları
Şehir merkezinde Likya döneminden (MÖ 4yy) kalma, kayalara oyulmuş “Amintas Kaya Mezarları” mezarıdır. Yüze yakın düzgün basamakla Amintas’a çıkılır. Buradan Fethiye ve deniz manzarası harikadır.Statüsü yüksek kişiler için yapılmış, oyulmaya ve işlenmeye uygun kayalarda oluşturulmuş mezarlar. Şehir içinde Likya döneminden kalma M.Ö. 4.yy. eserleri dikkati çeker. Bunlar, şehrin simgesi haline gelen doğal kayaya oyulmuş mezarlardır. Çok sayıda düzgün basamaklarla mezarların en güzel ve en görkemlisi olan Amintas’a ulaşılır. Bu mezar aşağıdaki düzlükten de kolaylıkla görülür ve yaklaştıkça, büyüklüğü karşısında duyulan hayranlık artar. Soldaki sütunun orta kısmında, M.Ö. 4. yy. alfabesi ile ”herpamiasoğlu amintas” yazılıdır. Bu kişinin kimliği tam olarak bilinmemektedir.İlçede görülmeye değer pek çok lahit mezar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Likya dönemine ait olanıdır. İki katlı ön yüzünde dörtgen, ahşap kirişleri andıran oymalar ve gotik stili kemerli bir kapağı bulunmaktadır. Kapağın her iki yanı savaşları resmeden fresklerle bezenmiş olup, bunların kişinin yaşamı ile ilgili olduğu sanılmaktadır.
Fethiye Müzesi
Başta Telmessos olmak üzere Fethiye çevresindeki antik yerleşimlerde sürdürülen kazılarda elde edilen buluntularınsergilendiği Fethiye Müzesi, kent gezisi öncesi ya da sonrasında gezilmeli. Tunç, arkaik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait arkeolojik, Menteşe, Osmanlı ve yakın döneme ait etnografik eserlerin sergilendiği müze kış aylarında her gün 08.00-17.00 saatleri arasında ve yaz aylarında ise 08.00 – 19.00 saatleri arasında açık.

Tarihçe
Antik Likya bölgesinin en batıdaki kenti Telmessos‘un üzerinde kurulmuş olan ve Teke yarımadasının liman kenti olan Fethiye’de ilk Müze 1962 yılında dönemin kaymakamı Recep Ceylan’ın girişimleri sonucu, 1957 yılı Depreminden sonra yeniden yapılanan kentten ve çevresinden toplanan eserler ile oluşturulmaya başlanmıştır. İlk önce Şimdiki belediye binası altında iki küçük odada Depo Müze olarak faaliyetlerini yürüten müze, 1987 tarihinden buyana şimdiki yerinde ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Teşhirde Sergilenen eserlerin çoğunluğunu Fethiye ve çevresinden Vatandaşlarca Müzemize getirilen eserler ve Müze sorumluluk alanındaki kazılardan bulunarak müzeye getirilen eserlerden oluşmaktadır. Müze Arkeoloji Seksiyonu, Etnografya seksiyonu ve Bahçe teşhirinden ibarettir.

Arkeoloji bölümündeki eserler M.Ö.3. Binden başlayarak Bizans Dönemi sonuna kadar tarihlenen Heykeller, Heykel başları, Seramik, Cam ve metal eserler ile sikkelerden oluşturulan guruplar halinde teşhir edilmektedir. Arkeoloji Salonunda ayrıca bölge tarihi ve bölge kültürü hakkında önemli bilgiler sunan yazıtlarda yer almaktadır. Bu yazıtlardan en önemlisi bölgenin klasik çağdaki halkının dili olan Likçe’nin çözümlenerek okunmasında önemli rol oynayan Üç Dilli (Tringual stel) yazıt da bulunmaktadır.Etnografya salonun da ise, Teke yöresine has folklorik eserler (Dokumalar, Kıyafetler, İşlemeler, Takılar ve süs eşyaları ile ev gereçleri) teşhire sunulmaktadır. Bu salondaki eserlerden biride Üzümlü çevresinde dastar dokumacılığında kullanılan tezgâh çalışır durumda ziyaretçilerin beğenisine sunulmaktadır. Müze bahçesinde de açık teşhir olarak büyük ebatlı taş eserler yer almaktadır. Bunlar arasında Lahit mezarlar, yazıtlar ve Likya kültürünün önemli erlerinden Izraza anıtı sayılabilir.

Fethiye kelebek vadisi

Muğla şehrinin ilçelerinden bir tanesi olan Fethiye, birçok doğa ve tarihi güzellikleri içerisinde barındırmaktadır ve bunlardan bir tanesi de Kelebekler Vadisidir. Oldukça meşhur bir yer olan Kelebekler Vadisi, doğanın eşsiz bir güzelliğinin olduğunun en iyi kanıtlarından bir tanesi olmakla beraber, ziyaretçilerine gerçek bir doğa tanıtımı yapmaktadır. Muğla şehrine biraz uzaklıkta olan bu yer için oldukça fazla bir şekilde ulaşım çeşitleri bulunmakta ve bununla birlikte her tur şirketi genellikle buraya bir gezi düzenlemektedir. Buranın eşsiz manzarası ve bulunan kelebeklerin güzelliğine oldukça fazla bir şekilde memnun kalacağınıza inanıyor ve burayı her zaman Fethiye Gezilecek Yerler, arasında tutacağınızdan eminiz.

FETHİYE’DE DENİZE HAYRAN OLACAKSINIZ
Bu vadinin içerisinde oldukça güzel bir şekilde yer almış deniz ile gerçekten hayran olacaksınız ve burada yaşamak isteyeceksiniz çünkü burayı gören kişilerde her zaman bu duygular yaşanmakta ve hissedilmektedir. Denizin temizliği de oldukça fazla bir şekilde hoşunuza gidecek ve sizler de buradan kendinizi bırakıp inanılmaz bir heyecan yaşamak isteyeceksiniz. Birçok tur şirketi tarafından buraya tekne ile de ulaşım sağlanmakta ve burada gün boyunu geçirebilmeniz mümkün, özellikle burada geçirdiğiniz zamanlar oldukça değerli olmakta ve vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Fethiye’ye gittiğiniz zaman eğer buraya uğramazsanız emin olun ki pişmanlık duyarsınız çünkü ne kadar çok anlatılmak istense de Kelebekler Vadisi anlatılmaz.
Ölüdeniz
Yalnızca Fethiye’nin değil Türkiye’nin de ve hatta bütün dünyanın da en özel ve en güzel plajları arasında yerini alıyor Fethiye Ölüdeniz… Dünyanın hemen hemen pek çok dergisinde ve seyahat sitesinde sıklıkla burası ile ilgili övgü sözleri bulunmaktadır. Ölüdeniz fazlasıyla sakin, dalgasız ve tertemiz denizi ile her yıl ziyaretçilerin ilgisini çekmeyi başarıyor.

Ölüdeniz Tabiat Parkı
Ölüdeniz 'de bulunan 40 yıllık geçmişe sahip olan Tabiat Parkı geçmiş yıllardan bu yana halkın kullanımına açıktır. Buraya gelip denize girebilir, ağaç kokusunun içinde sakinliğin tadını çıkarabilirsiniz. Kesinlikle sakin sessiz ağaç kokuları içinde kitap okunası yerlerden.

Ölüdeniz Nerededir ve Nasıl Gidilir?
Ölüdeniz beldesi Muğla 'da olup, karayoluyla ulaşım sağlayacaklar için öncelikle Fethiye 'ye gelmeleri gerekmektedir. Antalya, Burdur ve Muğla tarafından çam ağaçlarının arasından yapacağınız yolculukla keyifli bir şekilde Fethiye 'ye ulaşabilirsiniz. Bölgeye İstanbul 'dan yapacağınız yolculuk 11 saat sürmektedir.

Ölüdeniz Yamaç Paraşütü
Sky Fethiye'de kusursuz bir yamaç paraşütü deneyimi yaşamaya ne dersiniz? Güvenilir tandem paraşütle Fethiye semalarında süzülürken aynı zamanda kusursuz bir deneyim yaşama fırsatı yakalayabileceksiniz. Fethiye Yamaç Paraşütü dendiğinde akla gelen 1 numaralı marka olma iddiası ile size kusursuzluğu vaat ediyor!

Günbatımının en güzel izlendiği yer olarak tanımlanan Çalış, 4 km.lik kumsalı ile sıcak yaz akşamlarında serin esintisi ile "Caretta Caretta"ları ile, su sporlarına elverişli denizi ile çok sayıda nitelikli konaklama tesisi, restoranları, barları, alış veriş ve ulaşım olanakları ile ilçe turizminin en gözde yerlerinden biridir.

Sahil boyunca restoran, bar, otel bulunmaktadır. 3 km uzunluğunda bir yürüyüş parkuru sahil bandı izlemektedir. Burada ayni zamanda sörf basta olmak üzere birçok etkinlik de yapılmaktadır.

Ulaşım:

Fethiye merkezinden Fethiye - Çalış dolmuşlarıyla 10 dakikalık bir yolculuk ile ulaşmak mümkündür.
Fethiye çevresinin en çarpıcı yerlerinden birisi Kelebekler Vadisi'dir. Sahip olduğu endemik türler nedeniyle dünya mirası olarak korunması önerilmiş 100 dağdan biri olan Babadağ'ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi 1995'in 8 Şubat'ında 1. derecede doğal SİT ilan edilen ve her türlü yapılaşmaya kapatılan kayalık ve çamlık vadide biraz zahmetlice tırmanıştan sonra milyarlarca, kelebeğin kayaları, ağaçların gövdelerini ve yapraklarını, kısacası her yeri bir şal gibi örttüğünü görmek çok şaşırtıcı bir etki yaratıyor. Önce bunu fark edemiyorsunuz, doğal görüntü böyleymiş gibi geliyor insana. Ama bir ses, bir hareketle havalanıveren kelebekler gökyüzünü kaplıyor, vadiye gölge düşüveriyor. Dünyada ender rastlanan kaplan kelebekleri ile çadır ve bungalovlarda konaklayarak, organik ürünlerle ekolojik bir yaşam sürdürebilir ve batan güneşin büyüleyici manzarası karşısında sihirli bir dünyada yaşıyor hissine kapılabilirsiniz. Sportmen, doğa yürüyüşleri konusunda birazcık da olsa tecrübeli olmayanlar vadinin yukarılarına tırmanmayı denemesinler. Birinci şelaleye kadar çıkmakla yetinsinler. Kendine güvenen, vadinin olağandışı çağrısına dayanamayanlar çıkışa devam ederlerse yukarıda söz ettiğimiz manzarayı görecekler.2000 metrelik Babadağ'ın eteklerindeki Kelebekler Vadisinin içinde iki patika var. Biri şelalelere, diğeri Faralya köyüne çıkıyor. Köye çıkan yol ise çok dik olduğu için bir iki yerde ancak ip yardımıyla yukarı tırmanılabiliyor. Köydeki manzara ise olağanüstü.

Ulaşım:
Kelebekler Vadisi'ne, Fethiye üzerinden Ölüdeniz'e gelerek ulaşılır. Oradan kiralayacağınız veya dolmuş usulü gidiş-dönüş bineceğiniz bir tekneyle vadinin kumsalına ineceksiniz. Koy, Ködürümsü limanı olarak da bilinir. Tekne yolculuğu yarım saat sürüyor. Yolda dileyenler mavi mağaraya da uğrayabilirler. Mağaranın sularına bırakıp, mavi-yeşil yansımalara koyuverebilirler kendilerini.
Telmessos Tiyatrosu
Erken Roma döneminde yapılan ve M.S. II. yüzyılda onarım geçiren bu tiyatro yapılan kazı çalışmaları sonunda tiyatronun tüm unsurları ortaya çıkarılmıştır. Bir diozoma ile iki oturma grubuna sahip olan tiyatronun üst oturma sıralarının tamamı kordon çalışmasında dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır. Mevcut 4 giriş ve çıkışlardan biri bozulmuş diğerleri sağlam kalmıştır. Tiyatroda bugünkü haliyle 2000-2500 kişi oturabilmektedir. Tiyatronun orijinalindeki oturma kapasitesi ise takriben 6000 kişiliktir.
Kayaköy

Hisarönü Köyü'nü geçip çamlar arasından 5 km. daha ilerlerseniz bir "hayal-köy" göreceksiniz. Buranın adı Kayaköy. Yamaca doğru biri diğerinin önünü kapatmayacak şekilde saygıyla dizilmiş 3500'e yakın evden oluşan bu köy eski bir Rum yerleşimiydi. Anadolu Rumları iyi tarımcı olduklarından ekilir dikilir araziye ev kurmazlardı. Evler çevredeki kayalık, taşlık alanlara kurulurdu. Kayaköy de bu anlayışa uygun kurulmuş. Köyde 1922'ye kadar 25 bin kişi yaşıyordu. İstiklal Savaşı'ndan sonra "Mübadele"de köyün sakinleri Yunanistan'a göçtüler. Köyde 13. yy'dan beri hıristiyan toplumun yaşadığı biliniyor. Buraya da Batı Trakya'dan göçenler yerleştirildi. Kayaköy'ün önündeki düzlüğe evler kurdular.

Şimdi düzlükte 2000 kişilik bir yerleşik nüfus var, eski evler de kapısız, penceresiz bir yalnızlık içinde bekliyor. Evler bütünüyle koruma altına alındı. Eski adı Levissi olan köyde iki kilise, 14 şapel ( küçük kilise ) vardı.. Taksiyarhis ve Katopanayi kiliseleri çok harap durumda. İkincisinin ahşap kapısı Fethiye Müzesi'nde. Panagia Pirgiotis Kilisesi (Aşağı kilise) ise iyi durumda. Freskleri ile ilgi çekici bu kilise, ziyaret etmeye değer.

1990'da Rodos'lu papaz ile Fethiye'li imam Ali Meryem Ana Kilisesi'nde barış ve dostluk için dua etmişlerdi. Mübadele'den önce kız ve erkek ilkokulları, doktor ve eczaneleri, çok sayıda dükkanı ile çok canlı bir yerleşimmiş. Gazete bile yayınlanırmış.

Mübadele ile gelen müslüman mübadiller burayı pek sevememişler, çoğu başka yerlere göçmüş. Buradan Yunanistan'a gidenler de Atina yakınlarında bir yabanıl yere iskan edilmişler. Burayı mamur edip adına Nea Makri demişler. Yani "Yeni Fethiye"yi kurmuşlar.

Taş döşemeli yolu izleyip tepedeki şapele ulaşınca Soğuksu Koyu'nu panoramik olarak görüyorsunuz. Hava çok sıcak da olsa burası her zaman serin bir esintiyle ferahlık veriyor. Köylü kadınlar evlerinin önünde hamur tahtasının başında gözleme açıyorlar. Gözlemeler esmer undan, ıspanak, peynir, maydanoz ve çevreden topladıkları çeşitli otlarla yapılıyor, lezzetli ve doyurucu. Çay ve ayran da var.

Amynthas Kaya Mezarları
Kaya Mezarlarının tümü Helenistik dönemde yapılmış dolayısıyla Fethiye'nin yaşadığı tüm medeniyetlere tanıklık etmiştir. Bu mezarlar, döneminde soyulmuşlar ve hristiyanlık döneminde de en büyük fiziki zararları görmüşlerdir.
Fethiye'nin güneyinde yer alan dik kayalık yamaç üzerine oyularak yapılmış 3'ü tapınak tipinde diğerleri sivil mimari örneklerini yansıtan bir çok kaya mezarları bulunmaktadır. 3 tapınak tipinden olan 3 mezardan biri Harpapos'un oğlu Amythas'a ait olan en görkemli mezardır. Halk arasında 'Kral Mezarı' diye bilinen bu mezar diğer iki mezara göre nispeten daha sağlam kalmıştır. Öteki 2 mezarın sütunları ve mezar konturları ciddi zararlar görmüştür. Kral mezarının sütunları da yıpranmış ancak henüz yıkılmamıştır. Tüm mezarlar doğal etkenler ve muhtemelen fiziki tahriplerde ciddi zararlar görmüştür.
Kadyanda Örenyeri
Fethiye'ye 24 km. uzaklıkta olup, büyük bir bölümü asfalt, 8 km.'lik kısmı stabilize bir yolla ulaşmak mümkündür. Likçe kitabelerde ismi Kada-wanti olarak okunan Kadyanda'nin ismindeki -ND takısı nedeniyle, kuruluş tarihinin M.Ö.3. binlere indiği söylenebilir. Ancak antik kentten günümüze ulasan yüzeydeki en eski kalıntılar M.Ö. 5. yüzyıldan daha eskiye gitmez. Kadyanda Örenyeri'nde kenti çevreleyen sur duvarlarının bir bölümü, kaya mezarları ve bazı kitabeler en erken dönemlere tarihlenen kalıntılardır. Bunlardan ayrı olarak, Roma Dönemi'nde de onarılarak kullanılmış olan Helle-nistik tiyatro, hamam, koşu pisti, agora, hangi tanrıya ait olduğu bilinmeyen tapınak kalıntısı ve yoğun sivil yapı izleri Kadyanda Örenyeri' nin antik dönemde yerleşim geçirmiş tam bir kent hüviyetini ortaya koymaktadır.

Kent dik yamaçlarla arazinin topografyasına göre birçok kez inşa edilmiş, sur duvarları ile çevrelenmiştir. Bu duvarlardan özellikle güneydeki kisim ayakta kalmıştır. Tiyatro alanına istinat oluşturan poligonal sur duvarı Helle-nistik Dönem'e ait olup kaliteli bir isçilik göstermektedir.

Kaçak kazı izlerinin yoğun olarak izlendiği nekropol alanı kentin güney bölümünde sur duvarlarının dışında kalmaktadır.
Antik kentte sayılarının çokluğu ile dikkat çeken yapı kalıntılarının bir başkası ise sarnıçlardır. Tapınağın doğu kesiminde geniş bir alanın altında inşa edilmiş, birbirine geçmeli dört büyük sarnıç, kentin antik dönemde su sorununun ne kadar etkili oldugu, belki de bu sorun nedeniyle terkedilmiş olabileceğini akla getirmektedir.

Kadyanda'da izlenen yapı kalıntılarının büyük çoğunluğu Roma Dönemi'ne aittir. Kent M.S. 7. yüzyıla kadar iskana sahne olmasına karşın geç döneme ait kalıntılar fazla yoğun olarak hissedilmez. Antik kentte 1992 yılında Fethiye Müze Müdürlüğü'nce bir kurtarma kazısı yapılmıştır. Bu çalışma sırasında örenyerini rahatlık ve kolaylıkla gezebilmek için takriben 2.5 km. uzunluğunda bir gezi yolu yapılmıştır.
Gemiler Adası
Gemiler koyu ve plajının hemen karşısındadır. Gemiler Adası'nın eski adı Aya Nicola'ydı. Bizans ve erken hristiyanlık dönemine tarihlenen kiliselerin kalıntıları bulunmaktadır. Büyük kilisenin freskleri iyi durumdadır. Deniz kıyısında sarnıç kalıntıları da bulunmaktadır. En ilginç kalıntı ise iki kiliseyi birbirine bağlayan tüneldir. 500 metrelik tünelin bazı kısımları yıkık durumdadır. Tünel içindeki merdivenlerin aralarında 17 durak var. Bunlar İsa'nın çarmıha gerilmeye götürülürken 17 defa dinlenmesini temsil etmektedir.

240-241 yıllarında meydana gelen depremler sonucu kıyıdaki kalıntıların bir bölümü sular altında kalmış. Batık kalıntılar iki metre derinlikte izlenebiliyor.

Karşıdaki Gemiler koyu ve plajı, korunaklı oluşu, çam ve zeytin ağaçlarıyla çevrili güzel kumsalıyla sadece gezi teknelerinin değil karayoluyla Fethiye-Hisarönü-Kayaköy üzerinden gelen piknikçilerin de akınına uğruyor yaz aylarında. Koyun Kayaköy'e uzaklığı 6 km. Kayaköy'den buraya sıkı bir yürüyüşle de ulaşılabiliyor. Bir trekking parkurunun durak noktalarından aynı zamanda.

Gemiler'nin çevresinde başka gezi noktaları da var. Beştaşlar, içinde tatlı su kaynağı bulunan Soğuksu, Kısık koyu ve mağarası ile Kısık Koyu'nun batısındaki Afkule çevre gezisinin durak noktaları olacak. Hepsini aynı gün içine sığdıramayabilirsiniz. Fethiye'ye günler, haftalar yetmez diye boşuna söylemiyoruz.